sonun sonu

03.32 / 08.10.11

sonların son bulması ve bir yeni başlangıç daha doğması adına yaşamaya devam etmek diyebilrz buna.. ölü günlerin kalanlarıyla devam etmek.. hiç bir süreçten kopmadan.. zamanın anından kopmadan..
anı harcayıp geçmiş gelecek kaygılarıyla.. geleceğe yeni hayıflanmalar aktarmanın hiçbir anlamı yok gerçekten.. cok istiyosan kendine hayıflanma saatleri yap kardeşim.. anı bok etmenin ne anlamı var..
şimdi harcadığın her saat için mesela gelecekten bir yıl ödün verdiğini düşünsen.. kayıplarını göze alamayacağın boklar yediğinin farkındalığı dank eder mi dersin?.. etmeli artık.. kendine zamanlar ayırmak yerine.. sana ayrılan zamanı dolu geçirmenin yollarına bak.. kendine ayırdığın zamanda yaptığın her şeyi sana ayrılan zamanda yapanilrsin.. tersi pek mümkün olmuyor.. yaşamakla vakit harcama yaşanmışı var....

03.45
bu çıkarımsal durumun üstüne gecenin hatrına yine çıkarımsal olarak bir şeylerden.. kılıf uydurma becerisinden bahsetmek gerek.. durumu lehine çevirmek bir an meselesiydi.. gerçekten bunun huzuruyla tatlı bir uykuyu hak etmiş gibi hissediyorumki.. bu güzel.. lehine çevirmeye kıyasla durumum türkiyenin futbolundan daha iyi diyebilrim.. ( 21.45 saatleri tibariyle almanyadan üç golle malup olduk.. )

nöbet

09.36 / 07.10.11

ne gece deliksiz bir uykuya bırakabiliyorum kendimi.. ne gündüzleri yaşayabiliyorum yeni bir gün gibi.. sen nöbetlerinde... ufak bir ihtimal sadece aslında.. evet sadece bu.. öyle bir ihtimalki şimdi gerçekleşse yaşamların ardı arkası kesilmez.. yeni sayfalar.. ah o sayfalar.. dönülmez mi?.. hatrı olcak bir şeyler daha olcak kadar bekleseydim ilk intihar girişimimden önce.. nöbetlerimde duman değilde tınısıyla dumanımı dağıtan sen olurdun belki.. belki nöbetler olmazdı.. senli saatler olurdu...

peşinde

02.53 / 07.10.11

her neyin peşindeysem artık.. ya da bulunca.. iki kelam gerçeğim olunca ne elde etmiş olcaksam bilmiyorum. yalnız bu ölü duygusunu getiren üstümdeki ölü toprağını üzerimden atmak için belki.. belki yalanların ardına gizlenen ihtimallerin sabaha doğuşunu görmek için.. belki değil.. her neyse.. gerceği olduğu gibi bilmem tatmini bile yeter belki.. bukadar yalnızlığın acısını cıkarmaya...

düşünüyorumda kendine yetemeyen bir beyne mi sahibimki ufak hataların bedellerini yaşatıyorum kendime.. kendine yetemeyen bir beyin düşünenilir mi peki derinlerindeki yetersizliğin aşikar olmayan basit durumunu.. bu kendine yetememek mi.. yoksa kaderin istediği oyunun rolünden şaşmayan iyi figüranları mı olduk yıllarca..

o gördü belkide bir gelecek görünmediğini.. susukunluğu bu yüzden.. tamamen onun olamayacağımı gördü belkide dökülen sözcüklerin satır aralarında.. bunun farkındalığı sessiz bekleyişi.. beni çıldırtan..
bu durmak bilmeyen kafa gıcırtısını ben istedim sanki.. sesizliklerle çığlıklara atılmayı ben mi istedim?.. durduramyacağımı biliyormuş gibi nefesimi üstüme geliyor gibi susmayacağımı bilerek sus getriyor gibi.. gibi gibi..

hayatımda kesinleşemeyen çizgiler belki.. belki cevaplar aradığım sorular peşinde sağlam adımlar atamayışım.. çıkmazların eşiğinde arada biryerlerde bırakıyor beni..

hangi çıkmazım olursan ol karanlığın göbeğinde bırakma beni.. kimseye hitap etmeyen cümleler sarfederek kendine eziyet etme meselesi hani.. keyif meselesi değil elbet.. kime hitep etsem üşüyorum.. gönlümde kimin peşine düşsem aynı ürperti.. kimi bunu yaşamak ister tercih meselesi.. ben değil...

gerçek?

00.20 / 07.10.11

yaşadım varsayalım hadi.. neyin gerçek son olduğunu bilmeden bir son nefes daha.. ilk nefeste cigerlerine zehri dolamış gibi.. baştan kaybediş gibi.. titrek bir mum alevinin sönüşüyle bulduğu huzura yakın.. ruhunun arşa yükselişi gibi son dumanının dalga dalga.. tüm bunlarla yaşadım varsaydım seni.. kendimi..
..yaşarken öğreniyorsun. duvara toslayıp kaldıysan ve o duvar hala ordaysa geri dönmeye mecalinde yoksa 'exit' yazısını göremeden dağıldığınla kalırsın!...

son?

21.44 / 05.10.11

görebilrdin belki.. ardında yaşattığın depremin enkazını.. bir kez olsun ardına dönüp baksaydın eğer.. avucumda terleyen bir bileklikle ardında bırakşın derin izler de bırakır elbet bilekliğin tene gelen yüzeyinde.. sen benden bişeyler kalmadığını zannederken sende.. bir hezimet daha yaşatırken gözlerinle.. gidiyorum derken...

araya ecel girmedikçe hangi anın son olduğunu bilemezsin.. gözlerine son olcakmış gibi bakışım gideciğinin yıkımındandı belki.. ama son değildi.. sonlar ayrılıklar içindir.. zaten bir arada olmayan iki dünya ayrılmış sayılmaz ve biz ayrı insanları sayılmayız bu ayrılamamış iki ayrı dünyanın..